Son günlerde gündemi sarsan bir olay, tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Kaybolan çocuklar ve onların ailelerinin yaşadığı acı, toplumsal bir yaraya dönüşürken, bir baba, belki de hiçbir baba istemezdi ki böyle bir durumla karşılaşsın. O babanın gözlerindeki umut, herkesin yüreğinde yankılanıyor: "Doktora gitti, gelecek diyorum." Bu cümle, sadece bir kelime oyunu değil, bir babanın acı dolu günlerindeki en büyük sırrına işaret ediyor.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan 10 yaşındaki Oğuzhan, ailesinin gözbebeğiydi. Akıllı, neşeli ve çevresiyle sürekli etkileşimde kalan bir çocuktu. Ancak bir gün aniden kayboldu ve ailesi için unutulmaz bir kabus başladı. Oğuzhan’ın kaybolmasının ardından, baba Mehmet Yıldız, günlerdir oğlu için arama çalışmalarına katılıyor. Ailesinin ve dostlarının desteğiyle hiç durmadan yola düştü. Ancak her geçen gün, umutları biraz daha azalıyor, duygusal derinliği de giderek artıyordu.
Her gün, sabahın erken saatlerinde başlayan arama süreçleri, akşam saatlerine kadar sürüyordu. Mehmet Bey, kendi içindeki kaybetmişlik hissiyle baş ederken, diğer bir yandan ailesinin duygusal yükünü taşımak zorundaydı. Oğlunun kaybolduktan sonraki birkaç gün boyunca, "Acaba nerede? Ne yapıyor?" gibi pek çok soru zihnini meşgul ediyordu. Ama bir gün, Mehmet Bey’in sarıldığı bir düşünce, onun içindeki umudu biraz canlandırdı. Oğuzhan’ın gitmiş olabileceği yerlerden biri olarak aklına, doktor muayenesi geldi.
Mehmet Bey, oğlu Oğuzhan’ın alışkanlıklarını bildiğinden, onun sık sık doktora gitme isteğini hatırladı. Oğlunun içindeki sağlık kaygısı ve doktor korkusu, ebeveynleri tarafından her seferinde onun mutluluğu için bastırılıyordu. "Doktora gitti, gelecek diyorum" ifadesi, bu noktada ortaya çıktı. Mehmet Bey, kaybolduğundan beri geçen günlerde Oğuzhan’ın muayene olması gereken bir sağlık durumunun olup olmadığını düşünmeye başladı. Bunun ona biraz olsun güven verdiğini ifade etti.
Bu düşünce, kaybolmuş çocuklara dair yapılan araştırmalardan ve kayıpların ortaya çıkma biçimlerinden de besleniyordu. Herkes, bir çocuğun kendi iradesiyle evden uzaklaşmasının yanı sıra, sağlık sorunları veya sosyal durumlar nedeniyle de kaybolabileceğini biliyordu. Mehmet Bey, oğlu için bir kez daha umutlanmanın, ona olan inancını yeniden pekiştirmenin tek yolu olduğuna karar verdi. "Umudumu kaybetmiyorum, Oğuzhan’ın sağlıklı bir şekilde geri döneceğine inanıyorum" diyerek düşüncelerini yineledi.
Mehmet Yıldız’ın bu umudu, sadece kendi iç güdülerine değil, aynı zamanda toplum içerisindeki dayanışma ruhuna da işaret ediyordu. Kaybolan çocuklar için başlatılan kampanya çalışmalarında yerini alan Mehmet Bey, etrafındaki insanlarla paylaşımlarını artırdı. Oğuzhan’ın fotoğraflarını sosyal medyada paylaşarak, kaybolmasının her detayını insanlarla buluşturdu. Birçok gönüllü, ailesinin yaşadığı üzüntüyü paylaşarak, Oğuzhan’ı arama çalışmalarına katılmaya razı oldu. Yeni tanıştığı insanlar, kurduğu güçlü iletişim ile birlikte Mehmet Bey’i yeni bir umut yolculuğuna çıkardı.
Tüm bu süreçlerde Mehmet Bey, "Oğlumun kalbi ne kadar güçlü ise, ben de onun peşindeyim. Doktora gitti, mutlaka gelecek" düşüncesini bir mantra gibi tekrarlamaya devam etti. Ailelerin kayıplar karşısında yaşadığı duygusal çöküntü ve kaybetme korkusu, bu tür şok edici durumlara maruz kalan pek çok insanı etkiliyor. Ancak bu tür hikayeler, kaygıları da beraberinde getirirken, aynı zamanda umudu da diriltiyor.
Mehmet Bey, bu süreçte yaşadığı tüm olumsuzlukların hiçbir anlam taşımadığını biliyor. Çocuğunun uzaktan bir tarih kitabı gibi, kendi hikayesine döneceği umudu, ona güç veriyor. Yaşadığı bu deneyim, çevresindeki insanları etkilemekle kalmadı, aynı zamanda sosyal medya üzerinden yayılan duyarlılığı artırdı.
Sonuç olarak, Mehmet Bey’in "Doktora gitti, gelecek diyorum" sözü, yalnızca bir baba olarak yaşadığı yaşamı ve kaybetme korkusunu özetlemekle kalmıyor, aynı zamanda tüm kaybolan çocuklar ve aileleri için umut kaynağı oluşturuyordu. Toplumsal dayanışma ruhu, büyük bir kitle ruhunu birbirine bağlarken, Mehmet Bey gibi babaların hikayeleri de, sessiz çığlıkların yankılanmasına neden oluyordu. Her gün biraz daha umutla, Oğuzhan’ın beklenen dönüşü için dualar edilmeye devam ediyor.