İstanbul'un Silivri ilçesinde meydana gelen son depremler, bölge halkını ve uzmanları endişelendirmeye devam ediyor. Son günlerde art arda yaşanan sarsıntılar, özellikle uzmanların dikkatini çekti. Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamalarla halkı bilgilendirirken, alınması gereken önlemlere de vurgu yaptı. Peki, Silivri'de yaşanan bu depremler ne anlama geliyor? Yer bilimindeki son gelişmeler ve Naci Görür'ün değerlendirmeleri ile birlikte durumu daha yakından inceleyelim.
İstanbul'un batısında yer alan Silivri, son zamanlarda sık sık sarsıntılarla gündeme geliyor. Özellikle 2023 yılının son çeyreğinde gerçekleşen depremler, bölgede yaşayanları tedirgin etti. Depremlerin büyüklüğü her ne kadar küçük olsa da, devam eden artçılar ve toplumsal panik, bu sarsıntıların önemini arttırıyor. Naci Görür, bu konuda yaptığı açıklamada, "Silivri, bu tür sarsıntılara hassas bir bölge. Buranın jeolojik yapısı, büyük depremler için risk barındırıyor." ifadelerini kullandı. Depremler sonrası birçok kişi, yerel yöneticilerden ve uzmanlardan gelecek bilgilere odaklandı. Deprem sebebiyle tüm Türkiye'nin hazır olması gereken bir senaryo olduğuna dikkat çeken Görür, “Bu tür olaylar, büyük bir depremin habercisi olabilir. Halkı şimdiden bilinçlendirmek önemli,” dedi.
Uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmelere göre, Marmara Bölgesi'nde meydana gelebilecek büyük bir depremin sonuçları oldukça yıkıcı olabilir. Naci Görür, olası bir büyük depreme dair şu uyarılarda bulundu: "Silivri ve çevresi, büyük bir fay hattı üzerine yer alıyor. 1999 İzmit depreminde yaşananları unutmamak gerekir. O gün, hazırlıksız yakalanmanın sonuçları ağır oldu." Görür, bu nedenle yerel yönetimlerin, kamuoyunu bilinçlendirme ve acil durum planları geliştirme konusunda daha aktif olması gerektiğini vurguladı.
Depremin çok yüksek bir ihtimalle yaşanması beklenirken, vatandaşların da kendi önlemlerini almaları gerektiğine dikkat çekiliyor. Acil durum çantalarının hazırlanması, binaların güvenliğinin kontrol edilmesi gibi önlemler, can kaybını önlemek adına son derece kritik. Görür, “Ayrıca, ailelerin deprem anında ne yapacaklarına dair eğitim alması da çok önemli. Bilgilendirilmiş bireyler, panik halinde daha kontrollü hareket edebilirler.” diyerek bu konudaki hassasiyetin altını çizdi.
Silivri'de yaşanan depremlerin ardından çıkan endişe, sadece yerel toplumu değil, İstanbul'un genelini de etkiliyor. Dolayısıyla, bu durumun üzerine daha fazla eğilmek, bilim insanları ve mühendisler için bir zorunluluk haline geliyor. Türkiye’de deprem eğitimi ve güvenlik standartları hakkında yapılan çalışmaların artırılması, hem bireysel hem de kentsel dayanıklılığı artırmak için gereklidir. Özellikle genç nesillerin, deprem ile ilgili bilgi sahibi olması ve bu konuda bilinçlenmesi sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, İstanbul Silivri'de yaşanan depremler, yalnızca o bölgede yaşayanlar için değil, tüm Türkiye için bir uyarı niteliğinde. Naci Görür ve diğer uzmanların uyarılarını dikkate almak, olası bir felaketi en aza indirmek adına hayati önem taşıyor. Hem bireylerin hem de devletin, bu konuda bilinçlenmesi ve önlemlerini alması gerekmektedir. Umuyoruz ki bu tür olaylar, halkın duyarlılığını artıracak ve hazırlıklı bir toplum yaratma yolunda adımlar atılmasına vesile olacaktır.