Son yıllarda sanayi ve teknoloji, pek çok geleneksel iş kolunu etkisi altına aldı. Bunların arasında yer alan yorgancılık mesleği, çıraksız kalması sonucu büyük bir tehdit altında bulunuyor. Yorgancılık, yüzyıllar boyunca süregelen, el emeği ve göz nuruyla icra edilen bir sanat dalıdır. Ancak, günümüzde bu mesleği icra eden ustaların sayısı her geçen gün azalırken, bu ustaların yanında yetişen genç çırakların eksikliği, yorgancılığın geleceğini karartıyor. Dolayısıyla, yorgancılık mesleği unutulmanın eşiğine gelmiştir.
Yorgancılığın ne kadar köklü bir meslek olduğunu gözler önüne seren detaylar mevcuttur. Osmanlı döneminden günümüze devam eden bu sanat, genellikle aile geleneği olarak nesilden nesile aktarılmıştır. Yorgancılar, sadece yorgan dikmekle kalmaz, aynı zamanda çeşitli tekstil ürünleri üretmekte ve bakımlarını yapmaktadır. Ancak günümüzde gençlerin bu mesleğe ilgi göstermemesi, yorgancılık yaptıran ustaların çıraksız kalmasına neden olmaktadır. Usta yorgancıların çoğu, yaşlarının ilerlemesi ve emeklilik döneminin yaklaşması nedeniyle mesleğini bırakmak zorunda kalmaktadır. Bu durumda geriye kalan az sayıda usta, yerine çırak almadığı için yorgancılık mesleği tehlikeye girmektedir.
Geleneksel zanaatlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, devlet ve özel sektör iş birliği ile mümkün olabilir. Yorgancılık mesleğine olan ilginin artırılması, bu sorunun çözümü için atılması gereken adımlardan biridir. Özellikle meslek liselerinde veya sanat okullarında yorgancılık ile ilgili özel eğitim programları hazırlanarak gençlerin bu mesleğe yönlendirilmesi sağlanabilir. Ayrıca, yerel yönetimlerin ve STK'ların düzenleyeceği atölye çalışmaları, yorgancılık gibi geleneksel mesleklerin tanıtımını yapabilir. Bu tür projeler, mesleği cazip hale getirerek gençlerin ilgisini çekebilir.
Bunların yanı sıra, dijital pazarlamanın kullanılması, yorgancıların işlerini tanıtmaları ve online satış yapmaları için de önemli bir fırsat sunmaktadır. E-ticaret siteleri aracılığıyla yorgancıların ürünlerini daha geniş kitlelere ulaştırması, hem mesleğin yaşaması hem de gençlerin bu alana yönelmesine katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, geleneksel yorgancılık mesleği çıraksız kalması nedeniyle yok olma riski ile karşı karşıya. Ancak yukarıda belirtilen çözümler ve toplumsal farkındalık çalışmaları ile bu değerli mesleğin geleceği kurtarılabilir. Yorgancılığın sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sanat olduğunun bilinciyle hareket etmek, hem topluma hem de kültürümüze büyük katkılar sunacaktır. Geçmişten gelen bu değerli mesleğin gelecek nesillere aktarılması, bizlerin sorumlulukları arasında yer almalıdır.